Markalaşmanın önemi

Markalaştıramadıklarımızdan mısınız?

Belki çoğumuz bu yönü hiç düşünmemişizdir. Telefon numaraları 7 rakamı, dünyanın 7 harikası var, Pamuk Prenses’in 7 cücesi var. Dünyanın önde gelen yönetim gurularından Steve Rivkin’a göre, bu bir tesadüf değil. İnsan beyni her kategoride sadece 7 ismi, markayı hatırlayabilir. Eğer bir ürün kategorisinde ilk 7 marka arasına giremiyorsanız, rekabette şansınız azalıyor. Capital,Türkiye’de ürünlerin ve sektörlerin bu açıdan hangi durumda olduğunu ortaya koyan bir araştırma hazırladı. Dünyanın önde gelen pazarlama danışmanlarında Steve Rivkin,yeni dönemde şirketlerin işinim zor olduğuna dikkat çekerken, çok önemli bir konuya dikkat çekiyordu. Markalaşmanın kritik derecede önemli olduğunu belirten Rivkin şöyle devam ediyor. ”İnsan beyni bir ürün kategorisinde sadece 7 markanın ismini aklında tutabilir. 7 markanın dışında kalırsanız hiç şansınız yok. O nedenle ilk hatırlanan 7 marka arasına girmeniz lazım. Bu 7 markanın dışında kaldığınızda işiniz gerçekten zor olacaktır.”

Yukarıdaki girişten sonra marka ile ilgili teorik açıklamalara bir göz atalım;

Markalamak kelimesi ingilizce “branding”  kelimesinden gelir ve bu kelimenin kökeninin İngiltere’de kırsal kesimlerdeki köylülerin sığırları birbirlerinden ayırmak için damgalanmasından geldiğini düşünürsek, markalamanın temel amacını daha iyi kavrayabiliriz.

Marka kavramı gerçek anlamda ilk defa 19. yy. da Sanayi İnkılabı’ndan sonra kullanılmaya başlanmış. Sanayi İnkılabı’yla birlikte üretim anlayışı, pazarlama ve reklamlar gelişmiş, böylece farklılaşma ihtiyacı duyulmuştur. Bu da marka kavramının çıkmasını ve gelişmesini hızlandırmıştır.    

Günümüzde kullandığımız marka kavramına çok fazla yakın olmasa da “Ordu’nun fındığı, Aydın’ın zeytini, Afyon’un sucuğu...”  gibi ürünleri şehir pazarlarında görür ve bu özelliklerine göre ( ürünün tanınmışlığı, ünü v.b.) seçmemiz bu yöresel ürünlerin de bir anlamda markalandığının bir kanıtıdır.

Bir ürünün markalanmasının temel sebebi diğer ürünlerinden ayırt edilmesini sağlamaktır.

Marka için atfedilen 1000’in üzerindeki tanımlama üzerinden yapılan bir araştırmada markaya ait 12 temel tema ortaya konmuştur. Bunları sıralarsak;  yasal araç, logo, kurum, shortland, risk düşürücü, kimlik sistemi, imaj, değer sistemi, kişilik, ilişki, eklenen değer, evrim geçiren şey

Peki güçlü Güçlü Bir Markanın Geliştirilmesinin Başlıca Aşamaları nelerdir?

Profesör Michael Porter, Rekabet Stratejisi adlı kitabında üç geniş seçenek önerdi: Şirketler, ürünü farklılaştıran şirket, düşük maliyet lideri şirket ya da işçi şirket olmak için çabalarını yoğunlaştırmalıdırlar. Porter, şirketleri, eğer her üç alanda da iyi olmaya çalışırlar ve hiçbir alanda üstün olamazlarsa, bu alanlardan birinde üstün olan şirketler karşısında kaybedecekleri konusunda uyarıyor. Orta yolu seçmek, kapana kısılmak demektir. Ayrıca her konuşlandırma stratejisi, farklı bir organizasyon kültürü ve yönetim sistemi gerektirir.

Markalaşabilmek için öncelikle doğal olarak, bir marka adının seçilmesi gerekir; bunun ardından, marka kimlik çalışması yapılarak bu marka adının üzerine çeşitli anlamlar ve vaatler inşa edilir. Seçilen marka adı, markanın değer konuşlandırması ile tutarlı bir ad olmalıdır. Bir süre önce, iki güzel kadının fotoğrafı bir grup erkeğe gösterildi ve onlara hangi kadının güzel olduğu soruldu. Verilen oranlar iki kadın arasında eşit dağılmıştı. Bundan sonra, araştırmacı, fotoğraflara birinci kadının adının Elizabeth, ikincisini ise Gertrude olarak yazdı. Yine aynı soru sorulduğunda, deneklerin yüzde 80’i Elizabeth’i daha güzel seçti.

Pazarlama uzmanlarına göre, sıfırdan bir marka yaratmak, var olan markayı devam ettirmekten daha zor ve maliyetli… Mevcut ve reklamı yapılmış, hatta tanınmış bir markanın, yeni ürün için kullanılması, bu aşamada büyük bir avantaj yaratıyor. “Yeni bir marka yaratmanın maliyeti ABD’de 50 ila 100 milyon dolar arasındadır.”

Bir sektördeki marka sayısını belirleyen birçok değişken var. HTP Genel Müdürü Sinan Kurmuş, tüketim sıklığını ve yatırımın maliyetini, marka sayısını belirleyen en önemli iki değişken olarak gösteriyor.

Sinan Kurmuş’a göre, genellikle sık tüketilen ürünlerin sektörleri çok marka barındırıyor. Çünkü, tüketim sıklığı artıkça tüketicinin ihanet etme şansı yükseliyor. Dolaysıyla bu sektörlerde yeni markaların hayat bulması çok daha kolay oluyor. Sayıyı belirleyen ikinci değişken ise yatırım maliyeti… Giriş maliyeti yüksek olan sektörlerde çoğalma mümkün olmuyor. Türkiye’de en çok marka ve ürün çeşidinin bisküvi ve süt kategorilerinde görüldüğünü söylüyor ve “İki ürünün de üretimi göreceli küçük tesislerde, makul yatırımlarla yapılabilir ve yerel olarak dağıtılabilirler diyor

Tabii ki de bir markanın olumlu imaja sahip olması gerekir;

Olumlu bir imaja sahip marka tüketiciler tarafından tercih edilmekte ve markaya karşı bağımlılık oluşmaktadır. Marka bağımlılığı, tekrarlanan satın alma olayıdır. Tüketicilerde marka bağımlılığı oluşturmak, her firmanın ulaşmak istediği noktadır. Çünkü, bunun anlamı istikrarlı satış veya Pazar payının korunması demektir. Olumlu imajı bulunan markalar aynı zamanda güçlü markalardır. 

Olumlu bir imajı olan marka, eşdeğer ürünü rakiplerine göre daha yüksek bir fiyattan satabilme avantajı sağlayarak kar marjının yükselmesine neden olur.

Olumlu imaja sahip markalar, pazara girmek isteyen rakip markalara karşı direnç gösterirler. Hatta ekonomik kriz dönemlerinde bile  en azından Pazar paylarını koruyabilirler.

Türkiye bir markadır ve maalesef ihraç pazarlarında olumsuz marka imajı vardır. Bu durum,  Türkiye’deki ihracatçı firmaları ihraç pazarlarında marka rekabeti yerine fiyat rekabetine mecbur bırakmaktadır. Markalı ihracat yapan az sayıda firmamız da olumsuz imaj nedeniyle rakip markalarla aynı veya daha iyi kalite ürün sunmalarına rağmen % 10 veya % 15 oranında düşük fiyattan ihracat yapmak zorunda kalmaktadırlar. Bu da ihracattan yüksek gelir elde edilmesini engellemektedir. Bunun yanı sıra, olumsuz bir marka imajının varlığı istikrarlı ve sürdürülebilir ihracat artışı hedefi önünde bir engel oluşturmaktadır. Şunu unutmayalım ki;

“ Bir ülke sahip olduğu markalar kadar ZENGİNDİR.”

ALINTI

Ümitvar olunuz ! Şu istikbal inkilabatı içinde en yüksek gür sâda islamın sâdası olacaktır.
 
Facebook beğen
 
zaman gösterdi ki cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil. zalimler için yaşasın cehennem!
 
"Düşünerek hareket etmek, Allah'tandır. Acele etmek ise, şeytandandır."
 
"Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz."
 
İnsan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir.
 
Altın Fiyatları

kaynak: hasaltın
 
Bugun 424249 ziyaretçiburadaydı
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol